SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L ĞUSL

<< 190 >>

باب: من بدأ بالحلاب أو الطيب عند الغسل.

6. Gusül Abdestine Önce Süt Kabına Benzer Bir Kaptan Su Alarak Veya Koku Sürünerek Başlamak

 

حدثنا محمد بن المثنى قال: حدثنا أبو عاصم، عن حنظلة، عن القاسم، عن عائشة قالت: كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا اغتسل من الجنابة، ودعا بشيء نحو الحلاب، فأخذ بكفه، فبدأ بشق رأسه الأيمن، ثم الأيسر، فقال بهما على رأسه.

 

[-258-] Aişe r.anha'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cünüplükten dolayı gusül abdesti almak istediği zaman, süt sağılan kaba benzer bir kap dolusu su isterdi. Sonra avucuyla su alıp başının sağ tarafını yıkamaya başlardı. Daha sonra ise sol tarafını yıkardı. Başının her iki tarafını bu şekilde yıkardı.

 

AÇIKLAMA:     (Gusül Abdestine Süt Kabına Benzer Bir Kaptan Su Alarak veya Koku Sürünerek Başlamak) İbn Battal şöyle demiştir: "Bu babta zikredilen hadiste, Hz. Peygamber'in yolundan gitmek gayesiyle gusül abdesti alırken güzel koku sürünme teşvik edilmiştir."

 

Şu an ismini hatırlayamadığım birinin, bab başlığında geçen güzel koku ile ihramdan önce Peygamber'e güzel koku sürdüğünü belirten Hz. Aişe hadisinin kasdedildiğini ifade ettiğine şahit oldum. Ayrıca o kimse şöyle demişti: "Gusül abdesti almak, ihramın sünnetlerindendir." Buna göre sanki koku sürme olayı gusül sırasında meydana gelmiştir. İmam Buharî burada gusül sırasında güzel koku kullanmanın, Hz. Peygamber'in sürekli bir adeti olmadığına İşaret etmiştir. Nitekim bundan yedi bab sonra gelen bab için "Güzel Koku Sürüp, Sonra Gusül Abdesti Alan ve Kokunun Etkisi Devam Eden Kimse" ismini seçip, Hz. Aişe'den nakledilen "Ben Rasûlullah'a  güzel koku sürdüm. Sonra o, diğer eşlerinin yanına gitti. Daha sonra ise ihrama girdi" hadisi ile bundan sonra gelen "Hz. Peygamber ihramh iken saçlarını ayırdığı yere sürülen kokunun parlaklığını görüyordum" hadisini zikretmesi de, bu bab için tercih ettiği başlığı destekler. Ayrıca söz konusu babdan biraz önce zikredilen "Hz. Peygamber ihrama girerdi. Ondan güzel koku yayılırdı." hadisi de bunu güçlendirir.

 

Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in güzel koku süründükten sonra gusül abdesti aldığı sonucu, Hz. Aişe'nin "sonra diğer eş/erinin yanına gitti" ifadesinden çıkarılmıştır. Zira bu ifade, eşlerle birlikte olmaktan ve guslü gerektiren hallerden kinayeli bir şekilde bahsetmek için kullanılır. Durum böyle olunca Hz. Peygamber'in koku sürdükten sonra gusül abdesti aldığı, çok koku süründüğü için de kokunun etkisinin gusülden sonra da devam ettiği anlaşılır. Bilindiği üzere Hz. Peygamber, güzel kokuyu severdi ve çok kullanırdı.

 

Bütün bu anlattıklarımıza göre, İmam Buharî'nin Hz. Peygamber gusül abdesti için hazırlanmasını istediği "süt kabına benzer bir kaptan su alarak başladı" ifadesinden, Hz. Peygamber'in önce gusül abdesti alıp sonra koku süründüğü anlaşılabileceği gibi, "koku sürünmeye başladı" İfadesinden gusül abdesti almak istediği zaman güzel koku kullanırdı, manası da anlaşılabilir. Bab başlığı ile her iki anlam uygunluk arzeder. Ancak hadis, Hz. Peygamber'in adeti gereği önce gusül abdesti aldığını gösterir. Koku sürünmesi ise gusül abdestinden sonradır. Nitekim onun bu uygulaması malumdur. Gusülden önce koku kullandığı, yukarıda yer verdiğimiz hadisin işareti ile anlaşılır. Kanaatime göre bu şekildeki izah, bu konuda yöneltilebilecek itirazlara verilmiş en güzel cevap ve Buharî'nin hadisler üzerindeki tasarruflarına en uygun yorumdur.

 

Bu hadisten temizlik yaparken sağ taraftan başlamanın müstehap olduğu sonucu çıkar.

 

 

باب: المضمضة والاستنشاق في الجنابة.

7.  Cünüplükten Temizlenmek İçin Alınan Gusül Abdestinde Ağzı Çalkalamak Ve Burna Su Vermek                

 

حدثنا عمر بن حفص بن غياث قال: حدثنا أبي: حدثنا الأعمش قال: حدثني سالم عن كريب، عن ابن عباس قال: حدثتنا ميمونة قالت:

 صببت للنبي صلى الله عليه وسلم غسلا، فأفرغ بيمينه على يساره فغسلهما، ثم غسل فرجه، ث قال بيده الأرض فمسحها بالتراب، ثم غسلها، ثم تمضمض واستنشق، ثم غسل وجهه، وأفاض على رأسه، ثم تنحى، فغسل قدميه، ثم أتي بمنديل، فلم ينفض بها.

 

[-259-] Meymûne validemizden şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gusletmesi için suyunu doldurdum. Suyu sağ eline alıp sol eline akıttı ve ellerini yıkadı. Sonra avret mahallini yıkadı. Sonra elini yere vurup toprağa sürdükten sonra tekrar yıkadı. Sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su verdi. Sonra yüzünü yıkadı ve başından aşağı su döktü. Sonra yıkandığı yerden biraz kenara çekilip ayaklarını yıkadı. Daha sonra kendisine bir havlu takdim edildi. Ama onunla kurulanmadı.

 

 

AÇIKLAMA:     (Cünüplükten Temizlenmek İçin alınan Gusül Abdestinde Ağzı Çalkalamak ve Burna Su Vermek) Bu ifade, söz konusu fiillerin farz olup olmadığını tespite yöneliktir.

 

İbn Battal ve daha başkaları, Buharî'nin yukarıdaki hadise dayanarak bunların farz olmadığı hükmüne vardığını belirtmiştir. Çünkü bundan sonraki babda yer alan hadiste "sonra namaz için abdest alır gibi abdest aldı" ifadesi bulunmaktadır. Bu da, ağzı çalkalama ve burna su vermenin abdestin bir parçası olduğunu gösterir. Gusletmeye başlarken alınan abdestin farz olmadığı konusunda ise zaten icma' vardır. Ağzı çalkalama ve burna su verme, abdestin bir parçasıdır. Abdestin farziyeti ortadan kalkınca, bölümlerinin de farziyeti ortadan kalkar. Bu yüzden Hz. Peygamber'in nasıl gusül abdesti aldığı anlatılırken aktarılan bilgilerin, daha mükemmel ve daha üstün bir fazilete sahip bir abdestin olması için aktarıldığı kanaati belirtilir.

 

Sonra elini yere vurup şeklinde bab başlığında zikrettiğimiz ifadede yer alan ve "dedi" anlamına gelen lafzı, söz yerine değil de fiil anlamına kullanılmıştır. Nitekim "Şu iki şeyin dışında kıskançlık sözkonusu değildir " hadisinde fiil, söz yerine kullanılmıştır. Mesela Kur'an okuyan hakkında "Ona verilen bana verilseydi ben de onun gibi yapardım" denir. Burada da, yapmak fiili ile okumak kasdedilir.

 

Bu hadiste geçen "dedi" anlamına gelen قال بيده lafzı, vurmak manasına kullanılmıştır.

 

 

باب: مسح اليد بالتراب ليكون أنقى.

8. Daha Temiz Olması İçin Eli Toprakla Silmek

 

حدثنا الحميدي قال: حدثنا سفيان قال: حدثنا الأعمش، عن سالم بن أبي الجعد، عن كريب، عن ابن عباس، عن ميمونة: أن النبي صلى الله عليه وسلم اغتسل من الجنابة، فغسل فرجه بيده، ثم دلك بها الحائط، ثم غسلها، ثم توضأ وضوءه للصلاة، فلما فرغ من غسله غسل رجليه.

 

[-260-] Meymûne validemizden şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cünüplükten dolayı gusül abdesti aldı. Şöyle ki; eliyle avret mahallini yıkadı. Sonra ellerini duvara silip yıkadı. Sonra namaz için abdest alır gibi abdest aldı. Gusül abdestini tamamlayınca ayaklarını yıkadı."

 

 

باب: هل يدخل الجنب يده في الإناء قبل أن يغسلها، إذا لم يكن على يده قذر غير الجنابة.

9. Elinde Cünüplükten Dolayı Olandan Başka Pislik Bulunmayan Cünüp Kimsenin Elini Yıkamadan Kaba Batırıp Batıramayacağı Konusu

 

-وأدخل ابن عمر والبراء بن عازب، يده في الطهور ولم يغسلهما، ثم توضأ. ولم ير ابن عمر، وابن عباس بأسا بما ينتضح من غسل الجنابة.

İbn Ömer ve Bera İbn Azib ellerini yıkamadan temiz suya batırıp daha sonra da o suyla abdest almışlardı. İbn Ömer ile İbn Abbas cünüplükten dolayı gusül abdesti alınırken suyun sağa sola sıçramasında bir sakınca görmezdi.

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî bab başlığında geçen bazı ifadelerle şunları kasdetmiştir: (Cünüp Kimsenin Elini Yıkamadan Kaba Batırıp Batıramayacağına) ifadesi ile içinde gusül abdestinde kullanılacak su bulunan kabı, [Yıkamadan) ifadesi ile ellerin kap dışında yıkanmasını, {Elinde başka pislik bulunmayan) ifadesi ile necaseti ve diğer şeyleri, {Cünüplükten başka) ifadesi ile cünüpîüğün hükmü dışında kalan temiz olmayan şeyleri kasdetmiştir. Bunların hükmü hakkında farklı görüşler vardır. Bu yüzden bunlar, pislik tabirinin içine girer.

Cünüp kimsenin ellerinin durumu hakkında Mühelleb şöyle demiştir: "İmam Buharîye göre cünüp kimsenin elleri temiz ise yıkamadan gusül suyunun bulunduğu kaba sokabilir. Çünkü cünüp olan kimsenin, cünüplükten dolayı organlarından herhangi biri necis olmaz."

 

(Temiz su) şeklinde bab başlığında zikrettiğimiz الإناء kelimesi gusül abdesti için hazırlanan su anlamına gelir.

 

Saîd İbn Mansûr, İbn Ömer'den gelen rivayeti mana bakımından muttasıl senetle nakletmiştir. Abdurrezzak ise, İbn Ömer'in gusül abdestine başlamadan önce ellerini yıkadığını nakletmiştir. Babdaki rivayetle bu haber, söz konusu farklı durumların farklı hallerde meydana geldiği söylenerek telif edilebilir. Şöyle ki, İbn Ömer, elinde pislik olmadığından kesin emin olduğu zaman ellerini yıka-mamıştır. Elinde pislik olduğundan şüphelendiği veya bundan emin olduğu zaman ise ellerini yıkamıştır. Ya da, elleri güzel bir davranış olduğu için yıkamış, veya yıkanmamasında bir mahzur olmadığı için de yıkamamış olabilir.

 

Bera b. A'zib'den nakledilen rivayeti ise, İbn Ebi Şeybe, "Ellerini yıkamadan temizleyici vasfa sahip suya batırdı'' şeklinde muttasıl bir senetle nakletmiştir. Yine İbn Ebî Şeybe, Şa'bî'den şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamberin ashabı cünüp oldukları halde ellerini yıkamadan suya batırıyorlardı."

 

(İbn Ömer ile İbn Abbas sakınca görmezdi) İbn Ömer'den nakledilen haberi Abdurrezzak mana bakımından muttasıl senetle nakletmiştir. İbn Abbas'tan nakledilen haberi İse, İbn Ebi Şeybe kendisine senetle nispet etmişti. Aynı şekilde başka senetle Abdurrezzak da bu haberi ondan nakletmiştir. Bunu burada delil göstermek bab başlığıyla uygunluk arzetmesİ içindir. "Hükmî necaset olan cü-nüplük, eğer suya tesir etseydi, gusül abdesti alan kimsenin vücudundan sıçrayan suların düştüğü kovadaki su İle gusletmek caiz olmazdı."

 

Burada şöyle denilebilir: Sahabe vücuttan sıçrayan suların gusül abdestinde kullanılan kaba damlamasında bir sakınca görmemekteydi. Çünkü bundan korunmak çok zordur. Dolayısıyla bu, mazur görülecek bir durumdur. Nitekim bu hususta İbn Ebî Şeybe Hasan-ı Basri'den şu bilgileri aktarmaktadır: "Suyu sıç-ratmamayı kim başarabilir. Kaldı ki bizler bundan daha büyük konularda bile Allah'ın rahmetine nail olmayı umuyoruz."

 

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة: أخبرنا أفلح، عن القاسم، عن عائشة قالت:

 كنت أغتسل أنا والنبي صلى الله عليه وسلم من إناء واحد، تختلف أيدينا فيه.

 

[-261-] Aişe r.anha'dan şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir kabdaki su'dan ğusül abdesti alırdık. Birbiri ardına ellerimiz kaba dalardı."

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisten, cünüp birinin bir kabta bulunan az miktardaki sudan avucuyla almasının caiz olduğu anlaşılır. Bu durum, içine el batırılan su ile temizlenmeye engel değildir. Aynı şekilde geriye kalan suyla da temizlenmeye engel yoktur. Durgun suya cünüp birinin el batırmasının yasaklanması, suyun kirlenmesinden endişe duyulduğu içindir. Yoksa cünüp birinin elinin suya batmasıyla su, necis olmaz. Çünkü bu hususta cünüp birinin bütün bedeni ile herhangi bir organı arasında fark yoktur.

 

Bu hadisin bab başlığı ile ilişkisi şöyle kurulabilir. Babdaki hadiste de görül­düğü gibi, gusül abdestini tamamlayarak arınmadan önce insan, su almak için elini kaba daldırabilir. Bu durum, ellerin kaba sokulmadan önce yıkanmasının cünüplükle ilgisinin olmadığını gösterir. Belki de elde bir kirliliğin varlığının kesin olması veya varolduğu zannedilen bir kirden dolayı olabilir.

 

 

حدثنا مسدد قال: حدثنا حماد، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا اغتسل من الجنابة غسل يده.

 

[-262-] Aişe r.anha'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cünüplükten dolayı gusül abdesti alacağı zaman, elini yıkardı."

 

 

AÇIKLAMA:     Mühelieb şöyle demiştir: "İmam Buharî ellerin kaptaki suya batırılmadan önce yıkandığının anlatılmadığı hadisleri, ellerin temiz olduğunun kesin olarak bilindiğine bağlı kabul edilmiştir. Hişam hadisini, yani şu an yorumlamaya çalış­tığımız hadisi ise, ellerin kirli olmasından endişe edildiği durumlara hamletmiştir. Böylece iki hadis arasındaki ihtilafı kaldırma yoluna gitmiş ve aralarındaki çeliş­kiyi gidermiştir." Ancak burada bir ihtimal daha söz konusudur. Buna göre, elle­rin yıkanması mendup olduğu veya yıkanmaması ise caiz olduğu için olabilir. Bir de ellerin yıkanmaması; mutlak, yıkanması ise mukayyeddir. Bu durumda mut­lak mukayyede hamledilir. Çünkü ellerin yıkandığını gösteren rivayette diğerle­rinde olmayan bir ilave vardır.

 

 

حدثنا أبو الوليد قال: حدثنا شعبة، عن أبي بكر بن حفص، عن عروة، عن عائشة قالت: كنت أغتسل أنا والنبي صلى الله عليه وسلم من إناء واحد من جنابة.وعن عبد الرحمن بن القاسم، عن أبيه، عن عائشة: مثله.

 

[-263-] Aişe r.anha'nın şöyle söylediği nakledilmiştir: "Ben ve Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cünüplükten arınmak için bir kaptaki su ile gusül abdesti alırdık."

Abdurrahman İbn Kasım da, babası kanalıyla Hz. Aişe'den buna benzer bir rivayet nakletmiştir.

 

 

حدثنا أبو الوليد قال: حدثنا شعبة، عن عبد الله بن عبد الله بن جبر قال: سمعت أنس بن مالك يقول: كان النبي صلى الله عليه وسلم والمرأة من نسائه، يغتسلان من إناء واحد. زاد مسلم ووهب، عن شعبة: من الجنابة.

 

[-264-] Abdullah İbn Abdillah İbn Cebr'den şöyle nakledilmiştir: Enes İbn Malik'i şöyle derken işittim: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve hanımlarından biri, bir kap­tan su alarak gusül abdesti alırdı."

 

İmam Müslim ve Vehb, Şu'be kanalıyla aktardıkları bu rivayeti "cünüplükten dolayı" fazlalığıyla birlikte nakletmişlerdir.

 

باب: تفريق الغسل والوضوء.

10. Gusül Abdesti İle Abdest Alırken Ara Vermek

 

-ويذكر عن ابن عمر: أنه غسل قدميه بعدما جف وضوءه.

Anlatıldığına göre İbn Ömer, abdest alırken yıkadığı organları kuruduktan sonra ayaklarını yıkamıştır.

 

حدثنا محمد بن محبوب قال: حدثنا عبد الواحد قال: حدثنا الأعمش، عن سالم بن أبي الجعد، عن كريب مولى ابن عباس، عن ابن عباس قال: قالت ميمونة:

 وضعت لرسول الله صلى الله عليه وسلم ماء يغتسل به، فأفرغ على يديه، فغسلهما مرتين أو ثلاثا، ثم أفرغ بيمينه على شماله، فغسل مذاكيره، ثم دلك يده بالأرض، ثم مضمض واستنشق، ثم غسل وجهه ويديه، وغسل رأسه ثلاثا، ثم أفرغ على جسده، ثم تنحى من مقامه، فغسل قدميه.

 

[-265-] İbn Abbas Hz. Meymûne validemizin şöyle dediğini nakletmiştir: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için gusül abdesti alacağı suyu hazırladım. Suyu ellerine döküp iki ya da üç kez yıkadı. Daha sonra sağ eli ile sol eline su döküp avret mahallini yıkadı. Sonra elini yere sildi.. Sonra ağzını çalkalayıp burnuna su verdi. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı. Başını üç kez yıkayıp vücuduna su döktü. Daha sonra bulunduğu yerden biraz kenara çekilip orada ayaklarını yıkadı."

 

 

AÇIKLAMA:     (Gusl Abdestine ve Abdeste Ara Verme) ifadesi bunun caiz olduğu anla­mına gelir. İmam Şafiî'nin son görüşü de, bu doğrultudadır. Allah Teala abdest organlarının yıkanmasını farz kılmıştır. Her kim bunları yıkarsa farzı yerine ge­tirmiş olur. Bu konuda peşpeşe yapılması ile araya fasıla girmesi arasında bir fark yoktur. İmam Şafiî bu şekilde kendi görüşünü delillendirmiştir. Ayrıca İbn Ömer'in fiiliyle de bu görüşünü desteklemiştir. İbnü'l-Müseyyeb, Ata vb. daha bir çok ilim adamı da bu görüşü benimsemiştir. Rabîa ve İmam Malik'e göre, bile bile abdeste ara verenlerin yeniden abdest almaları gerekir. Unutanların ise, yeniden almalarına gerek yoktur. İmam Malİk'e göre abdeste verilen ara kısa ise kişi kaldığı yerden devam eder, eğer uzun ise abdeste yeniden başlar. Katade ve Evzaî İse, önce yıkanan organların kuruması durumunda yeniden abdest alın­ması gerektiği kanaatindedirîer. en-Nehai abdeste ara verilmesini caiz görmez­ken. gusül abdesti için bunu caiz görmüştür. İbn Münzir, bu konudaki görüşlerin tamamını zikretmiş ve şöyle demiştir: "Hüküm verirken organların kurumasını esas alanların bir delili yoktur." Tahavî ise şöyle demiştir: "Organların kuruması hades olmadığı için abdesti bozmaz. Tıpkı bütün abdest azalarının kurumasının hükmî temizliği ortadan kaldırmadığı gibi."

 

 

باب: من أفرغ بيمينه على شماله في الغسل.

11. Gusül Abdesti Alırken Sağ El İle Sol El Üzerine Su Dökmek

 

حدثنا موسى بن إسماعيل قال: حدثنا أبو عوانة: حدثنا الأعمش، عن سالم بن أبي الجعد، عن كريب مولى ابن عباس، عن ابن عباس، عن ميمونة بنت الحارث قالت:

 وضغت لرسول الله صلى الله عليه وسلم غسلا وسترته، فصب على يده، فغسلهما مرة أو مرتين - قال سليمان: لا أدري، أذكر الثالثة أم لا - ثم أفرغ بيمينه على شماله، فغسل فرجه، ثم دلك يده بالأرض أو بالحائط، ثم تمضمض واستنشق، وغسل وجهه ويديه، وغسل رأسه، ثم صب على جسده، ثم تنحى فغسل قديمه، فناولته خرقة، فقال بيده هكذا، ولم يردها.

 

[-266-] Hz. Meymûne validemizin şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için gusül suyu hazırladım ve onun için bir örtü gerdim. Eline su döktü bir ya da iki kez elini yıkadı. (Süleyman kendisinden önceki ravinin üç kez lafzını zikredip zikretmediğini hatırlamadığını söylemiştir.) Sonra sağ eli ile sol eline su döküp avret mahallini yıkadı. Sonra elini yere veya duvara sildi. Sonra ağzını çalkalayıp burnuna su verdi. Yüzünü, ellerini ve başını yıkadı. Vücuduna su döktü. Sonra bulunduğu yerden kenara çekilip ayaklarını yıkadı. Bitirdikten sonra ona kurulanması için bir bez uzattım. Eliyle işaret ederek iste­mediğini gösterdi."